Şiîlerle Şiî olmayanlar arasında ilk
dönemlerden itibaren başta imamet bahsi olmak üzere ilmi konular tartışılmış ve
karşılıklı eleştiriler yöneltilmiştir. Şiîlerle imamet bahsi üzerinden ilk
tartışmaları Mu’tezililer yapmıştır. Her ne kadar sonraki süreçte Hanbeliler Şiîlerin
şiddetli bir muhalifi olarak karşımıza çıkmışlarsa da, eleştiriler ilmi anlamda
daha ziyade Eş’arî âlimler tarafından sürdürülmüştür. Eş’arî gelenekten Şiîlik
eleştirisiyle öne çıkan isimlerden birisi Bâkıllânî’dir. O hem Bâtınilere karşı
müstakil bir eser yazarak eleştiride bulunmuş hem de diğer eserlerinde İmamiyye’yi
eleştirmiştir. Dolayısıyla bu şekilde Şia’nın iki güçlü kolunu da muhatap
olarak karşısına almıştır. Bunun sebebi, onun, İmamilerin daha rahat hareket
edebildikleri ve bunun yanı sıra Fâtımîlerin ve Karmatilerin farklı bölgelerde
etkili olduğu bir dönemde yaşamış olmasıdır. Bâkıllânî, Batınilik reddiyesinde
tevil anlayışları üzerine yoğunlaşırken İmamiyye’yi imamet bahsi üzerinden
eleştirmiştir. O, imametle ilgili eleştirilerde temelde Mu’tezili geleneği
takip etmişse de meseleyi detaylı bir biçimde ele almış ve kendi delillerini
ortaya koymuştur. Batınilik eleştirisi ise, günümüze ulaşan ilk tam reddiye
olması dolayısıyla oldukça önemlidir. Onun Bâtınilere yaklaşımı kendisinden
sonraki âlimler için de belirleyici olmuştur. Bâkıllânî’nin iki mezhebe yönelik
eleştiride de, kendisinden sonraki Eş’arî âlimler üzerinde hem yöntem hem de
delillendirme yönünden etkisi olduğu anlaşılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2018 |
Kabul Tarihi | 3 Temmuz 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 7 Sayı: 14 |