Üniversiteler; eğitimli ve donanımlı bireylerin
yetiştirildiği, bilginin üretildiği ve toplumla paylaşıldığı kamusal
mekânlardır. Üniversite kampüsleri gerek fiziksel büyüklükleri, gerekse
üstlendikleri kamusal görevleri ile kent içinde etkili ve özel konumlara
sahiptirler. 2006 yılından sonra Türkiye’de Üniversite sayısı hızla artmıştır.
Kent içinde hızla sayısı artan üniversiteler için yeterli alan
sağlanamadığından dolayı üniversitelerin kurulmasında kent dışı alanlar ve
kampüs modeli benimsenmiştir. Eğitim-öğretim ve bilimsel faaliyetler, sosyal ve
kültürel yaşam, alışveriş ve barınma gibi
birçok işlevi bir arada barındıran kampüs alanlarının planlanması ve tasarımı
mimari ve kentsel çevre açısından önemlidir. Dünyadaki örneklerine bakıldığında
kampüsler farklı planlama modellerine sahiptir. Fakat morfolojik yapısı ne
olursa olsun kampüsler, binalar ve binaları çevreleyen açık alanları ile bir
bütünü ifade etmektedir. Bu bütüncül yapının oluşturulmasında
mimari ve kentsel tasarım ilkelerinin kullanılması mevcut durumun kalitesi ve
sürdürülebilirlik açısından oldukça önemlidir. Bu çalışma; Artvin Çoruh
Üniversitesi, Seyitler ve Şehir kampüslerinin morfolojik açıdan incelenmesini
kapsamaktadır. Farklı morfolojik karakterlere sahip olan bu iki kampüs planlama
ve tasarım ilkeleri açısından değerlendirilerek, kampüsler
avantaj ve dezavantajları açısından karşılaştırılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Şubat 2018 |
Kabul Tarihi | 21 Şubat 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018Cilt: 6 Sayı: 1 |
Artium is an OAJ supported by Hasan Kalyoncu University
Open access articles in Artium are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDeriatives 4.0 International License (CC BY-NC-ND 4.0).
https://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/